İnsan Sonsuz Cehennemi Nasıl Hak Eder?
Sizin bir bahçeniz olsa ve siz o bahçeye şeftali ağaçları dikseniz. Onların meyve vermesi için yıllarca emek sarf etseniz. Arsasıydı, tohumuydu, gübresiydi, sulamasıydı; Allah’ın her günü uğraşsanız ve beş yılın sonunda ağaçlarınız meyve vermeye hazır hale gelse. Ve siz de 500 şeftalisi olan o bahçenize görevli memur olarak beni alsanız. Benim tek görevim bir sabah bir de akşam vakti, ağaçların sulanması için hazır bulunan vanayı açıp bir saat sonra kapatmak olsa.
Ben sizin beş yıl boyunca emek verip “Çok heyecanlıyım, bu sene bahçemin ilk meyvesini yiyeceğim” dediğiniz bir anda bahçeyi yaz sıcağında üç gün sulamasam ve ağaçlar kurusa ve sizin de hevesiniz kursağınızda kalsa. Bu tahribat karşısında bana ne yaparsınız?
Zindanlara atarsınız, en ağır cezalara çarptırırsınız değil mi? Bu durumda ben size “Benim ne suçum var? Böylesine ufak bir şeyden ötürü insan ceza alır mı?” diyebilir miyim? Diyemem çünkü bana vazife olarak verilen bir görevi yerine getirmedim ve bu eylemimden mesulüm. İşte bu yüzden de en ağır cezaya çarptırılmayı hak ettim. Daha geniş bir perspektiften bakılacak olursa cehenneme müstahakım.
Şimdi kendimizi Mars’a gidecek bir uzay aracının astronotu olarak düşünelim. Tarihin en büyük uzay araştırması projesinde, yıllardır üzerinde çalışılan ve milyon dolarlar harcanan bu çalışmada biz de yer alıyoruz. Üzerine pek çok araştırmalar yapılmış, bilimsel çalışmalar ve hesaplamalar yapılmış, deneyler gerçekleştirilmiş, tüm dünya tarafından da merakla beklenen bir projenin son noktasına gelinmiş. Uzay aracı tam ateşlendiği sırada yerinden fırlatılabilmesi için bizim içeriden bir düğmeye basmamız gerekiyor. Bunca çalışma düzenlendikten sonra biz, yapılması gereken bu önemli görevi zamanında yapmıyoruz ve o düğmeye basmıyoruz. Bu sebepten dolayı tüm proje yerle bir olup yapılan onca masraf, emek boşa giderse ve biz bir de üzerine çıkıp ”Ne oldu sanki canım, bir düğmeye basmadım sadece. Bundan dolayı beni sorumlu mu tutacaksınız?’’ dersek ne kadar abes olur değil mi? O çalışmada emek veren herkesin hakkına girmiş, hukukuna tecavüz etmiş oluruz.
İşte Rabbini tanımayan ve üzerine düşen vazifeyi yerine getirmeyen bir insan da bu vazifeyi yapabilmesi için kendisine nimet olarak verilen vücudundaki en küçük hücreden, evrendeki galaksilere kadar kendisine hizmet olarak sunulan her şeyin hukukuna tecavüz ettiği için sonsuz cehennemi hak eder.
Yazar : Mehmet Yıldız