Hz. Muhammed(s.a.v.) Neden Çok Eşliydi?
–Hâşâ- Hz. Muhammed(s.a.v.) Nefsani ve Şehvani Duygulardan Dolayı mı 14 Tane Eş Almıştır?
Hz. Muhammed(s.a.v.) Hz. Aişe(r.a.) ile 7 Yaşında mı Evlenmiştir?
Hz. Muhammed’in(s.a.v.) Evlatlığının Eşi Hz. Zeynep(r.a.) ile Evlenmesi Şehvani midir?
Ayet Gelmesi ile Beraber Sahabelerin Evlilikleri 4 ile Sınırlandırılmasına Rağmen Aynı Sınırlandırma Neden Hz. Muhammed’e(s.a.v.) Gelmedi?
Allah Resulü’nün(s.a.v.) aile hayatı bir mektep, Ezvâc-ı Tahirat diye bahsedilen hanımlarının her biri de bizim için bir öğretmendir. Efendimiz(s.a.v.) toplamda on dört evlilik yapmış ve aynı anda dokuz evlilikle hayatına devam ettiği dönem var. Öncelikle biraz Resulullah’ı(s.a.v.) tanıyalım. Efendimiz(s.a.v.) gençliğinin baharında 25 yaşında Hatice(r.a.) annemizle evleniyor. Hatice(r.a.) annemiz o dönemde 40 yaşında, öncesinde iki evlilik yapmış ve bu iki evliliklerinden üç tane çocuğu olan dul bir hanım. Sıcak bölge insanında garize-i beşerîye yani şehvani hissiyat çok erken yaşlarda başlar ve aynı erkenlikte de söner, bu sıcak bölge insanının özelliğidir. Aişe(r.a.) validemizin; “Yusuf’u(a.s.) görüp parmaklarını kesenler benim Efendimiz(s.a.v.) görselerdi o bıçakları sinelerine vururlardı.” diye naklettiği güzellikte olan bir insan, insanlığın en güzeli, Kâinatın Efendisi(s.a.v.) 25 yaşına kadar gözünü hiçbir harama iliştirmeden kendisini muhafaza ediyor ve 25 yaşında, öncesinde iki evliliği ve üç de çocuğu olan 40 yaşında dul bir hanımla evleniyor. Hatice(r.a.) annemiz Efendimiz’e(s.a.v.) defalarca yaşlandığını ve bu yüzden daha genç birisiyle evlenmesi gerektiğini söylese de Efendimiz(s.a.v.): “Ben asla Hatice’min üstüne gül koklamam.” buyuruyor. Allah Resulü(s.a.v.) 50 yaşına gelene kadar 25 yıl boyunca tek eşli olarak Hatice(r.a.) validemizle evli kalıyor ve 50 yaşındayken emr-i hak vaki oluyor, Allah(c.c.), Hatice(r.a.) validemizi dünyadan alıyor. Devamında Efendimiz(s.a.v.) iki yıl boyunca dul kalıyor ve takribi 52-53 yaşına ulaştığında yanına Havle binti Hâkim(r.a.) geliyor ve: “Ya Muhammed artık evlenmeyecek misin? Bak hem evinin yükü hem ümmetin yükü omuzlarında, birisi olsa o da senin yükünü omuzlasa olmaz mı?” diye soruyor. Efendimiz(s.a.v.): “Var mı bir fikrin, önereceğin birisi?” deyince, Havle binti Hâkim(r.a.): “Var.” deyip Sevde ve Aişe annemizi öneriyor. Allah Resulü(s.a.v.) onun önerilerinden sonra: “Tamam git görüş.” der. Resulullah(s.a.v.), Sevde(r.a.) annemiz ile evlendiğinde Sevde(r.a.) annemiz 50 yaşın üstünde, altı tane çocuğu olan dul bir hanım. Allah Resulü’nün(s.a.v.) evlilikleri incelendiğinde iki ince nokta gözümüze çarpıyor. Haşimoğulları yani kendi kabilesinden ve Medineli Ensar’dan hiçbir evliliği yok. Çünkü Ensar’la: “Siz, İslam uğruna Medine’de bu dine sahip çıkacaksınız.” diye sözleşmişti. Haşimoğullarıyla da zaten bağları kuvvetli olduğundan öyle bir evliliğe ihtiyaç duymamış. Buradan da bir kez daha anlaşılıyor ki Efendimiz’in(s.a.v.) bütün evliliklerinin tek bir gayesi var; İslam’ın mesajını taşımak, ulaştırmak. Başka hiçbir gaye yok. Resulullah’ın(s.a.v.) 14 evliliğinin yedisi Kureyş, diğer yedisi de Kureyş’in dışından olmuştur. Dışarıdan olan evliliklerine baktığımızda, Kindeoğullarından; Esmâ binti Nu’mân(r.a.), Mısırlı Kıpti Maria(r.a.), Mustalikoğullarından Cüveyri binti Haris(r.a.) annelerimiz vardır. Efendimiz’in(s.a.v.) iki eşi ise Amir bin Sasa kabilesinde bir ailenin anneleri bir olan iki kız kardeştir. Bunlardan birisi Zeynep binti Huzeyme(r.a.) annemizdir ki Resulullah(s.a.v.) ile evliliğinin üçüncü ayında vefat etmiştir. Onun vefatı sonrası ise Efendimiz(s.a.v.) kardeşi Meymune binti Haris(r.a.) annemiz ile evlenmiştir. Burada da amaç yine bağ kurmaktır. Efendimiz(s.a.v.), diğer bir eşi olanMeymune(r.a.) validemizle de hicretin yedinci yılında kaza umresi dönüşü evlenmiştir.Resulullah’ın(s.a.v.) Kureyş dışındaki son iki evliliği ise Nadiroğulları denen Yahudi kabilesindendir ve bu eşlerden birisi Reyhane binti Sem’un(r.a.) diğeri ise Safiyye binti Huvey’dir(r.a.). Gelelim Kureyş’teki yedi eşine. Ümeyyeoğullarından Ebu Süfyan’ın kızı Ümmü Habibe(r.a.), halasının kızı Zeynep binti Cahş(r.a.), Mahsumoğullarından Ümmü Seleme(r.a.), Adîoğullarından Hz. Ömer’in(r.a.) kızı, Hafsa binti Ömer(r.a.), Teymoğullarından Hz. Ebubekir’in(r.a.) kızı Hz. Aişe(r.a.), Amir bin Lüheyl’den Sevde binti Zem’a(r.a.) ve Esatoğlularından Hatice(r.a.) annemiz. Toplam 14 evlilik. Efendimiz’in(s.a.v.) 14 evliliğinden on ikisi dul hanımlarladır ve yalnızca iki eşi hiç evlilik yapmamıştır. Onlardan birisi Aişe(r.a.) validemiz, diğeri ise Maria(r.a.) annemizdir. O dönem savaş zamanında erkekler savaşa gitmiş ve birçok kadın dul kalmıştır. Allah Resulü’nün(s.a.v.) eşlerinin birçoğu da savaşlarda dul kalan bu eşlerdir. Olaya böyle baktığımızda nefsani arzuları bir kenara bırakın, yaşlı hanımlarını ve onların çocuklarını hanesine ekleyince, Resulullah’ın(s.a.v.) omuzlarına büyük bir yük biniyor. Dilerseniz Efendimiz’in(s.a.v.) eşlerinden birkaç tanesinin yaşlarına beraber bakalım. Allah Resulü(s.a.v) ile evlendiğinde Hz. Zeynep(r.a.) 50, Hz. Sevde(r.a.) 53, Ümmü Habibe(r.a.) 55, Ümmü Seleme(r.a.) annemiz ise tam 65 yaşında ve dört çocukludur. Hal böyleyken bu evliliklerin şehvani olduğu iddia edilebilir mi? O bir peygamber ve bir hükümdar. Dilerse en genç hanımları dahi alır. Böyle bir hak meşru kılınmasına rağmen O(s.a.v) hiç böyle yapmıyor ve buna rağmen bu zamanın münafıkları O’nu(s.a.v.) böyle alçakça bir iftiraya maruz bırakıyor. Efendimiz’in(s.a.v.) eşlerinden yalnızca üç tanesi o hayatta iken vefat etmiştir. Bunlar Hatice(r.a.), Zeynep(r.a.) ve Reyhane(r.a.) annelerimizdir. Aişe(r.a.) validemiz ise Allah Resulü(s.a.v.) vefat ettiğinde 28 yaşında olup vefatından sonra 47 yıl daha yaşamıştır. Efendimiz’in(s.a.v.) iki annemizden çocuğu vardır. Bunlardan birisi Hatice(r.a.) annemizdir ve ondan altı çocuğu, diğeri de Maria(r.a.) annemizdir ve ondan da on sekiz aylıkken toprağa verdiği oğlu İbrahim olmuştur. Resulullah(s.a.v.) kâinata Allah(c.c.) tarafından bir muallim olarak gönderilmiştir ve Allah’tan(c.c.) öğrendiği hakikatleri bütün aleme neşretmesi gerekir. Ve o dönemde bir kabile ile kaynaşmanın en uygun yolu kız alıp vermektir. Resulullah(s.a.v.) yaptığı evliliklerle toplam 32 bacanak sahibi olmuş ve böylelikle tebliğ bağları kurulmuştur. Efendimiz’in(s.a.v.) bütün hareket ve tavırları, şeriat ve sünnettir. O’nun(s.a.v.) sadece kelamı değil, hal ve hareketleri, durumlar karşısında nasıl davrandığı da bizler için son derece ehemmiyetlidir. Evindeki mesajların ve kadınlara ulaştırılacak özel meselelerin öğretilmesi için Efendimiz’e(s.a.v.) talebe gerektir. Sahabeler, O’nun(s.a.v.) dış dairesindeki hal ve hareketlerini bizlere aktarırken ev hanesindeki hallerini de bizlere aktaracak birilerinin olması gerekiyordu. Çünkü sahabeler, O’nunla(s.a.v.) aynı evde yaşamıyordu ve O’nun(s.a.v.) hususi dairesine girecek kişiler lazımdı. İşte o kişiler O’nun(s.a.v.) pak eşleri idi. Efendimiz’in(s.a.v.) ev hallerinin, gece ibadetlerinin, bize öğreteceği hususi durumların bize aktarılması için hanımlarından biri uyuduğunda diğerinin uyanık kalması lazım ki o haller kamera gibi kaçırılmadan kayda geçirilebilsin. Aile cereyanları içerisinde gerçekleşen çok haller vardır ki onu ancak Efendimiz’in(s.a.v.) nikahına muttali olmuş birisi bize nakledilebilir. İşte bu haller için Ezvâc-ı Tahirat denen mübarek annelerimizden her biri o evin bir talebesi olmuştur ve ileride de bu talebeler ümmete muallim olacaklardır. Zira Aişe(r.a.) annemiz 2.210, Ümmü Seleme(r.a.) annemiz 378 hadis rivayet etmiş ve gelecek nesiller yine mübarek annelerimizin eliyle yetişmiştir. Zaten Allah(c.c.) da Ahzab Suresi 6. Ayette: “Peygamber eşleri müminlerin annesidir.” buyurmuştur. Efendimiz’in(s.a.v.) çok evlilik yapmasının bir hikmeti de eşlerinin birbirlerinden meşrepçe farklı olmalarıdır. Çünkü meşrepler farklı olursa ondaki manayı algılamada farklı olur. Birisi o meseleyi alıp gelecek nesle bir yönüyle ders verirken, öteki annemiz o meseleyi aynıyla alıp gelecek nesle farklı şekilde ders verir. Aslında bu evliliklerin hikmeti o kadar ayan beyandır ki, güneş gibi aydınlık olan bu hakikatleri görmemek için karanlıkla beslenen bir yarasa olmak gerektir.
Yazar : Mehmet Yıldız