RİDDE OLAYLARI NASIL BASTIRILDI?
Efendimiz’in(s.a.v.) vefatından sonra “Ridde Olayları” yani Medine dışında dinden çıkma hadiseleri başlar. İnsanlardan bir kısmı: “Muhammed(s.a.v.) -hâşâ- peygamber olsa ölür müydü?” deyip dinden çıkar. Bir kısmı: “O(s.a.v.), yirmi üç yılda bu kadar iktidar sağlamışsa biz de sağlarız. Hadi kendi iktidarımızı sağlayalım.” deyip dinden çıkar. Yemen ve Necid bölgelerindeki bazı kabileler de zekât ödemeyi reddederek isyan ederler. Ayrıca Efendimiz’in(s.a.v.) vefatı ile ortaya çıkan karışık ortamdan istifade etmek isteyen bazı kimseler de peygamberliklerini ilan etmişler ve kendilerine inandırdıkları kalabalıkları peşlerine takarak İslâm hükümranlığını tehdit etmeye başlamışlardı. Özellikle Yemâme de, Evsi diye bir kabileden iki kişi çıkmıştı. Bunlardan birisi Seccah denen bir kadın iken diğeri de Mesleme (Müseylime) denilen ve bizim Müseylimet-ül Kezzap diye bildiğimiz adamdır.
İrtidat hareketlerinin başlamasıyla başkent Medine her taraftan düşmanlarla kuşatılmış bir duruma geldi. Öte taraftan Yahudi ve Hristiyanlar, ortaya çıkacak fırsatları değerlendirmek için Müslümanların durumunu izlemeye başladılar. Medine’nin bu şekilde ciddi olarak tehdit altında bulunmasını ileri süren bazı kimseler, Efendimiz’in(s.a.v.) vefatından az önce yola çıkan Üsâme’nin ordusunu bu seferden alıkoyması için halife Ebû Bekir’e(r.a.) müracaat ettiler. “Ey Ebû Bekir! Resûlullah(s.a.v.) yeni vefat etti. Bizim içimiz zaten güçsüz durumdadır. Eğer sen onları şu anda gönderirsen bize saldırırlar. Bu yüzden onları gönderme.” dediler.
Hz. Ebû Bekir(r.a.) son derece kararlıdır ve Üsâme’yi(r.a.) gönderecektir. Sahâbeler onun vazgeçmeyeceğini anlayınca Hz. Ömer’in(r.a.) yanına gittiler ve: “Ey Ömer! Biz Hz. Ebû Bekir’i(r.a.) orduyu yola çıkarmaması için ikna edemedik. Bari söyle, Üsâme on yedi yaşında bir gençtir. Ordunun başında Üsâme’yi göndermesin.” dediler.
Hz. Ömer(r.a.) Hz. Ebû Bekir’in(r.a.) yanına gitti ve önce: “Orduları Medine’den çıkarma.” dedi. Ancak baktı ki ikna olacak gibi değil. Sonra: “Ey Ebû Bekir! Bari Üsâme bin Zeyd’i ordunun başında gönderme.” dedi. Hz. Ömer(r.a.) iki metre boyunda heybetli biriyken, Hz. Ebû Bekir(r.a.) ondan yirmi- otuz santim daha kısa, yüz yetmiş- yüz seksen santim boylarında birisidir. Buna rağmen Hz. Ebû Bekir(r.a.) birden Hz. Ömer’in(r.a.) sakalından tuttu ve: “Cahiliye’nin cesuru, İslâm’ın korkağı mı oldu?” dedi ve ekledi: “Bilsem ki kurtlar burada beni parçalayacak; Üsâme’nin ordusu için Resûlullah’ın(s.a.v.) emretmiş olduğu şeyi uygulayacağım.”
Hz. Ebû Bekir(r.a.) bu konuşmadan sonra orduya hareket emrini verdi. Hz. Ebû Bekir’in(r.a.) bu kararlı tavrından sonra irtidatta bulunup ayaklanan herkes ve her topluluk: “Medine’nin böyle bir zamanında on iki bin kişilik ordu çıkaran bir ümmet, ileride bize neler yapmaz?” dedi ve bütün hadiseler cihad olmadan bastırıldı.
Yazar : Mehmet Yıldız