Hz. Ebû Bekir(r.a.) halifeliğinden önce birçok köle azad ettiği ve kalan tüm mal varlığını da Tebük seferinde Allah için infak ettiğinden dolayı halife olduktan sonra elinde geçinebileceği bir serveti kalmamıştır. Onun için Hz. Ebû Bekir(r.a.) halife olunca bazı mahallelerde eskiden yaptığı gibi süt sağarak geçimine devam etmiştir.
Hz. Ebû Bekir’in(r.a.) süt sağarak geçim sağladığını duyan Hz. Ömer(r.a.), ümmetin emini Ebû Ubeyde bin Cerrâh’ın(r.a.) yanına gitmiş ve: “Böyle olmaz, Ebû Bekir’e(r.a.) beyt’ül maldan maaş bağlamamız ve onun vaktini ümmetin işlerine sarf etmesi lazım.” demiştir. Bunun üzerine Hz. Ebû Bekir’e(r.a.) orada yaşayanların en orta hallisi kadar bir maaş bağlanmıştır. Ama Omaaşını da doya doya harcamamış, zaruret haricinde kalan bütün maaşını bir testide biriktirmiştir.
Hz. Ebû Bekir(r.a.) 2,5 yıllık halifeliğinden sonra 63 yaşında vefat etmiş ve o testi, halife Hz. Ömer’e(r.a.) teslim edilmiştir. Hz. Ömer(r.a.) testiyi kırıp içine bakınca Hz. Ebû Bekir’in(r.a.) bağlanan maaştan bile doğru düzgün hiçbir şey harcamadığını görmüştür. Bunu gören Hz. Ömer(r.a.): “Ey Ebû Bekir, bize yaşanmaz bir Müslümanlık bıraktın!” demekten kendini alamamıştır. Zira bu örnek şahsiyet bize öyle bir ufuk bırakmış ki oraya ulaşmamız mümkün değildir.
Yazar : Mehmet Yıldız