İMAN ETTİKTEN SONRA HZ. OSMAN’A YAPILAN İŞKENCELER
Bir gün Hz. Osman(r.a.) ticarî bir amaç için Şam’da bulunurken bir rüya görür. Döndüğü zaman rüyayı teyzesi Kurayza’ya anlatır ve teyzesi rüyayı tabir eder. Hz. Osman(r.a.) tabirin etkisinden bir süre kurtulamaz ve o etkiyle otururken bir gün yanına Hz. Ebû Bekir(r.a.) gelir. Kendisine “Ey Osman! Niye bu kadar düşüncelisin?” diye sorar. Bunun üzerine Hz. Osman(r.a.) rüyasını ona da anlatır. O sırada Hz. Ebû Bekir(r.a.) iman etmiş ama Hz. Osman(r.a.) henüz iman etmemiş durumdadır. Hz. Ebû Bekir(r.a.) onu dinledikten sonra teyzesinin rüyayı doğru yorumladığını söyleyerek “Gel ben de sana bir şeyler anlatayım.” der ve Efendimiz’den(s.a.v.) iman hakikatleri namına duyduğu bütün meseleleri ona anlatır. Hz. Osman’ın(r.a.) aklına, kalbine, ruhuna bir kapı açar ve onu elinden tutarak Efendimiz’e(s.a.v.) götürür. Böylelikle Hz. Osman(r.a.) ilk iman edenler kafilesine katılır.
Hz. Osman(r.a.), Müslüman olduktan sonra ailenin büyüklerinden Ebû Uhayha künyesiyle meşhur Said b. el-Asî’nin yanına gider ve “Ben Müslüman oldum ve Muhammed’e(s.a.v.) tâbi oldum.” der. Ebû Uhayha ise ona “Sen kötü bir şey yaptın. Getirdiğin şey de kötüdür.” diyerek hakaretler eder. Ardından Hz. Osman(r.a.) Ebû Süfyan’ın yanına gider ve ona da Müslüman olduğunu bildirir. Bunun üzerine Ebû Süfyan da onu azarlayıp tehdit eder. (Belazuri, Ensab’ul Eşraf, 6, 100)
Mekke’nin siyâsi otorite sahibi olan Ebû Süfyan ile Hz. Osman’ın(r.a.) babası öz amca çocuklarıdır. Hz. Osman(r.a.) küfürde zirveye çıkmış böyle bir aileden geldiğinden dolayı iman eder etmez kendisine işkenceler başlamıştır. En çok işkence edenlerden birisi ise öz amcası Hakem b. Ebü’l-Âs’tır. Hakem, Osman b. Affân’ın(r.a.) amcaoğlu Mervan’ın babasıdır.
Amcası Hakem, Hz. Osman’ın(r.a.) iman ettiğini öğrenince onu dininden döndürmeye gelmiştir. Yeğeninin ikna olmadığını görünce , büyük kazıklar getirip yeğenini onlara bağlayarak “Hayır sen Allah yoluna gidemezsin!” demiş ve onu günlerce hapsetmiştir. Hz. Osman(r.a.) amcasının yaptığı tüm işkencelere rağmen yine de yolundan dönmemiş ve “Ey amca! Bu hal üzere ölsem de dinimden asla dönmeyeceğim!” demiştir. Nihayetinde amcası Hakem onun kararlı duruşundan bıkmış ve onu çözmek zorunda kalmıştır. (İbn Sa’d, Tabâkat, 3, 52)
Yazar : Mehmet Yıldız