İMAN YOLUNUN KADERİ BU – SEVDİKLERİNLE SINANMAK
ZÜBEYR B. AVVAM’A (r.a.) DÜŞMAN OLAN AMCASI -NEVFEL B. HÜVEYLİD
AMCASI NEVFEL’İN ZÜBEYR B. AVVAM’A (r.a.) YAPTIĞI İŞKENCELER
Nübüvvet güneşi parlamaya başladığında, şimdilerde olduğu gibi o günlerde de yarasalar bu güneşten rahatsız olmuştu. On altı yıl boyunca gözbebeği gibi Zübeyr’e(r.a.) bakan amcası Nevfel b. Hüveylid de o güneşten rahatsız olup yarasaya dönüşenlerdendi. Hatta Nevfel, yıllarca saçının teline kıyamadan büyüttüğü yeğenini sırf iman etti diye baş düşmanı ilan etmişti.
Amcası Nevfel, Mekke’nin her aristokratı gibi yeğenini önce sözlü olarak ikaz etmiş, ikna olmayınca bu sefer fiili baskılarda bulunmuştur. Hz. Zübeyr(r.a.) ise ne olursa olsun Erkam’ın(r.a.) evine gitmekten asla vazgeçmemiştir. Efendimiz(s.a.v.) sahâbelere Dârü’l Erkam’da altı yıl boyunca iman hakikati dersleri vermiş, nübüvvet güneşini onlara da yansıtmıştır. Allah Resûlü(s.a.v.) sahâbelere Kur’an hakikatlerini anlatırken en çok şu iki kelimeyi kullanmıştır: “İkra ve Kûm.”
İkra: Oku! Bu yol ilimsiz yürünmez. İlmi kendine azık olarak al yoksa yorgun düşersin. Ama sakın azık olarak aldığın ilmi makama, paraya, şana, şöhrete, insanların teveccühüne satma. Onunla bir kuvvet elde et ve ondan sonra asla yatma.
Kûm: Kalk ve sen de risalet davasına hizmet et.
Hz. Zübeyr’in(r.a.), Mekke’nin beşinci yılındaki Habeşistan hicretine kadar amcası Nevfel’in elinden çekmediği eza ve cefa kalmadı. O çektikleri ile bize adeta bu yolun bedel ödeme yolu olduğunu öğretiyordu. Bir gün Nevfel, Hz. Zübeyr’i(r.a.) bir hasırın içerisine sardı ve hasırı kalınca iplerle bağlayıp odanın ortasında yukarıya doğru astı. Amcası ara ara odada ateşler yakıyor, hasırın içerisinde sıcaktan baygın düşen Zübeyr’in(r.a.) daha da fazla sıkıntı çekmesi için çaba sarf ediyor, bazen de ateş söndükten sonra odaya yayılan dumandan etkilenmesi için uğraşıyordu. Hz. Zübeyr(r.a.), bu işkenceler altında öyle bir zorlanıyordu ki bazen dayanamayacak hale gelip bayılıyor, adeta ölüm üzerine ölüm yaşıyordu. (Dimaşki Subulu’l-Huda, c. 11, s. 312)
Ama o, tüm bunlara rağmen Sümeyye’nin(r.a.), Yasir’in(r.a.), Hz. Bilal’in(r.a.) söylediğini söyledi: “Ehad, Ehad! Allah birdir. Ben sizin dediklerinize iman etmem!”
Bu kutlu direnişin sonunda küfrün kazanma ihtimali yoktu. Bunun için Nevfel de bir yerden sonra dayanamadı ve Hz. Zübeyr’i(r.a.) kendi haline bıraktı. Hz. Zübeyr(r.a.) ise bu mücadelesi ile bizlere bir kez daha “Es sabru miftah’ul ferec (Sabır kurtuluşun anahtarıdır.)” sözünü ispatladı.
Yazar : Mehmet Yıldız