RİSALET DAVASI UĞRUNA İLK KANI AKATAN, İLK OKU ATAN VE İLK OKU YİYEN SAHABE SA’D B. EBİ VAKKAS (r.a.)
Hicretten sonra Kureyş müşrikleri Efendimiz’e(s.a.v.) ve Müslümanlara düşmanlıklarını devam ettirdiler. Mekke’de İslâm’ı ilk kabul edenlerden olan ve Habeşistan dönüşü Medine’ye hicret imkânı bulamayan Mikdâd b. Amr(r.a.) müşriklerin ticarî veya askerî bir sefer hazırlığı içinde olduğunu Efendimiz’e(s.a.v.) bildirdi. Bunun üzerine Resûlullah hicretin sekizinci ayının başlarında Medine’ye sığınan Müslümanları tehdit eden Kureyşliler’i bundan vazgeçirmek ve Mekke müşriklerine ait ticaret kervanlarının Müslümanların aleyhinde kullanılmasını engellemek üzere Ubeyde b. Hâris(r.a.) kumandasında tamamı muhacirlerden oluşan altmış veya seksen kişilik birliği Râbiğ’in iç taraflarına sevketti. Sancaktarlığını Mistah b. Üsâse’nin(r.a.) yaptığı birliğin amacı Müslümanların kendilerini savunabilecek güçte olduğunu ispat etmek, bir saldırı halinde kendilerinin de Mekke’nin güvenliğini zor duruma sokabileceklerini ve Mekke-Suriye ticaret bağlantısını kesebileceklerini göstermekti.
Ubeyde b. Hâris’in(r.a.) emrindeki birlik, Cuhfe tarafında Seniyyetülmerre’nin aşağısında sahil yolunu takip ederek Râbiğ vadisinde Ahyâ adıyla anılan suyun yanında konakladı ve burada Kureyş kervanıyla karşılaştı. İki yüz kişiden oluşan Kureyş kervanının başında Ebû Süfyân b. Harb bulunuyordu. Müşrikler Müslümanları korkutmak için ok atıp, kılıç gösterisi yaptılar ama Müslümanlar Efendimiz’den(s.a.v.) izin almadıkları için karşılık vermediler. Ama müşrikler onları öyle bir kışkırtmaya başladılar ki en sonunda Hz. Sa’d(r.a.) dayanamadı ve birliğin komutanı Ubeyde b. Hâris’in(r.a.) yanına giderek “Ya Ubeyde, lütfen bana müsaade et! Onların ok atıp bizi kışkırttığı gibi ben de bir sefer ok atıp yanınıza geri döneyim.” dedi. Ubeyde bin Haris(r.a.) biraz gönülsüz olsa da Sa’d b. Ebî Vakkâs(r.a.) onu ikna etti ve yanında bulunan yirmi oku alarak Mekkelilere biraz yaklaştı. Sa’d(r.a.) okları o kadar hızlı ve seri atmıştı ki müşrikler kendilerini büyük bir ok yağmurunun altında hissettiler. Hatta Müslümanlara takviye kuvvet geldiğini zannedip dağılmaya başladılar.
O gün, Sa’d’a(r.a.) düşman tarafından atılan bir ok isabet etti. O ok, İslâm tarihinde savaş halinde bir Müslümana isabet eden ilk ok oldu. (İbn Sa’d, Tabakat, II, 7; Vâkıdî, Kitâbü’l-Meğâzî, I, 11.)
Böylece Sa’d b. Ebî Vakkâs(r.a.) risâlet davası uğruna ilk kanı akıtan, ilk oku atan ve ilk oku yiyen kişi oldu. Birlik Medine’ye dönüp, olay Allah Resûlü’ne(s.a.v.) anlatılınca, Efendimiz(s.a.v.) memnun oldu ve Sa’d’ı(r.a.) yine böyle hayırlı bir işin öncüsü olduğu için kutladı.
Yazar : Mehmet Yıldız