Madem Allah Bizim Ne Yapacağımızı Bilip Kader Defterine Yazıyor. Öyleyse Biz Allah Öyle Yazdı Diye Mecburen mi Günah İşliyoruz? İşlediğimiz Günahlarda Bizim Bir Suçumuz Yok mu?
Kader ilim nev’indendir, ilim ise maluma tabidir.
Kendiniz için tam hayallerinizdeki gibi iki katlı bir ev yaptırmak istediğinizi düşünün. Kocaman bir bahçe, bahçenin bir kısmında gözünüzü doyuracak güzellikte çiçekler, diğer kısmında midenizi doyuracak lezzette meyve ağaçları, ötede sevdikleriniz ile oturup muhabbet edebileceğiniz oturma alanı… Şimdi siz bir mimara gitseniz ve hayalinizdeki iki katlı evin planını çizdirseniz, o plan o evin olması demek midir? Hayır değildir. Çizilen plan sadece ilim nev’indendir, evin yapıldığı anlamına gelmez. Tıpkı bunun gibi kader de Allah’ın bilmesinin bir unvanıdır ve ilim türündendir. Çizilmiş bir proje niteliğindedir.
Yüksek bir tepede oturduğunuzu düşünelim. Tepenin altında da kavisli bir otoyol olsun. Siz tepenin üstünde olduğunuz için otoyolun hem sağını hem solunu rahatlıkla görebildiğinizi varsayalım. Bir baktınız ki aynı yolda, karşılıklı ilerleyen iki tane otomobil var. Ve siz “hız= yol/zaman” formülü ile bir hesap yaptığınızda bu iki otomobilin üç dakika sonra çarpışacaklarını hesaplıyorsunuz ve elinizdeki deftere “Bu iki otomobil üç dakika sonra çarpışacak!” diye yazıyorsunuz. Sürenin dolması ile üç dakika sonra otomobiller çarpışıyor.
Şimdi siz bulunduğunuz tepeden kaza olan yere inseniz ve şoförlere “Bu benim defterim ve ben sizin çarpışacağınızı daha siz çarpışmadan defterime yazmıştım.” deseniz acaba şoförler size “Biz senin yüzünden kaza yaptık! Eğer sen defterine çarpışacaklar yazmasaydın biz çarpışmazdık. Sen yazdığın için çarpıştık. Bu kazanın sebebi sensin.” diye bir tepki gösterebilirler mi? Elbette gösteremezler. Çünkü sizin yazınız (ilminiz), onların çarpışacağına (maluma) tabidir. Başka bir ifade ile siz yüksekte oluğunuz için onların görmediklerini görebildiğiniz ve bazı ilimlere sahip olup hesaplamalar yapabildiğiniz için bu yazıyı yazdınız. Yoksa onlar siz yazdığınız için çarpışmadı. Hem sizin yazınız sadece bir tespittir. Zorlama veya kaza sebebi değildir. Eğer kaza sizin yazınız yüzünden olsaydı o halde siz defterinize “Bu iki otomobil tam çarpışacakları sırada pamuk şeker olsunlar!” yazardınız ve kaza meydana gelmeden iki araç da pamuk şekere dönüşürdü. Hâlbuki böyle bir şeyin mümkün olmayacağını hepimiz biliyoruz.
Bu örneklerden yola çıkarsak, Allah’ın bizim ne yapacağımızı bilmesi ve kader defterine yazması da ilimdir. Bu ilim ise malum olan bizim fiillerimize ve yapacaklarımıza tabidir.
Yani Allah bizim ne yapacağımızı sonsuz ilmi ile bildiği için kader defterine öyle yazmıştır. Yoksa biz Allah öyle yazdı diye mecburen öyle yapmamaktayız.
Dilerseniz birkaç örnekle daha ilim maluma nasıl tabi oluyor görelim.
Bir matematik öğretmeni olduğunuzu ve “Fırat” isminde de haylaz mı haylaz, okula bir gelip bir gelmeyen, “İki kere iki kaç eder?” dediğinizde iki buçuk diyen, “Birden biri çıkar.” dediğinizde “Alırken mi, satarken mi?” diye cevap veren, dersle hiç alakası olmayan bir öğrenciniz olduğunu varsayalım.
Yarın Fırat’ı türev- integral konularından sınav yapacaksınız. Sahip olduğunuz matematik bilgisi ve Fırat’ın psikososyal durumuna ilişkin bilgilerinizle, Fırat’ın yarın sınavdan sıfır alacağını öngörebilir misiniz? Elbette görebilirsiniz değil mi? İki kere ikinin kaç olduğunun cevabını veremeyen bir öğrenci, türev-integral sorularını tabii ki çözemeyecektir. Peki siz not defterine Fırat görmeden sıfır yazsanız ve ertesi gün Fırat’ı sınav yapıp sıfır aldığında “Ben zaten senin sıfır alacağını tahmin edip dünden not defterine sıfır yazmıştım.” deseniz. Fırat da size “Öğretmenim itiraz ediyorum. Ben aslında bu sınavdan sıfır almazdım. Siz not defterine sıfır yazdığınız için sıfır aldım.” diyebilir mi? Elbette diyemez çünkü siz sıfır yazdığınız için Fırat sıfır almadı. Siz Fırat’ın sıfır alacağını bildiğiniz için not defterine sıfır yazdınız. Aynı Alîm-i Mutlak olan Allah’ın ezelî ilmi ile bizim ne yapacağımızı bilip kader defterine yazması gibi.
Yazar : Mehmet Yıldız