Hz. Ali’nin (r.a.) adaleti
Sıffîn Savaşı sonrası Hz. Ali’nin(r.a.) meşhur zırhı kaybolur ve Hz. Ali(r.a.) Kûfe’de dolaşırken bir Yahûdinin tezgâhında zırhını görür. Hz. Ali(r.a.) zırhın kendisine ait olduğunu söylese de Yahûdi ‘’Bu benim zırhım!” deyince davalık olurlar. Hz. Ali(r.a.) ile Yahûdi tabiinden dönemin kadısı Şüreyh’in huzuruna çıkıp durumu anlatırlar. Kadı Hz. Ali’ye(r.a.) zırhın kendisine ait olduğuna dair şahidi olup olmadığını sorar. Hz. Ali(r.a.), oğlu Hasan(r.a.) ve hizmetlisi Kamber’i şahit olarak gösterir. Ama kadı “Kişinin ehli kişiye şahit olamaz!” diyerek o şahitleri kabul etmez. Ona torpil yapmaz, o bizdendir demez. Çünkü İslâm’ın adalet anlayışı bunu gerektirir. Neticede Kadı Şüreyh yaşanan hadisede Yahûdinin lehine hüküm verir. Bu yüce ahlakın karşısında ise Yahûdi “Bu nasıl adalet anlayışıdır?” der ve orada iman eder. Yahûdi, zırhı Hz. Ali’ye(r.a.) geri verse de Hz. Ali(r.a.) zırhı almaz ve iman hediyesi olarak ona geri verir.
Yazar : Mehmet Yıldız