Hz. Ömer(r.a.) bir savaş sonrası ganimetleri taksim etmiş ve herkese bir parça kumaş düşmüştü. Fakat bu kumaş tek başına bir işe yaramıyordu. Bunun üzerine oğlu Abdullah(r.a.), babasına: “Bu kumaş tek başına ne benim ne de senin işine yaramıyor. Ben hakkımı sana vereyim de kendine güzel bir elbise yaptır.” dedi.
Hz. Ömer(r.a.) de oğlunun hediyesini kabul ederek bir elbise yaptırdı. Hz. Ömer(r.a.) birkaç gün sonra, üzerindeki yeni elbise ile konuşma yapmak için minbere çıktı. Minberde: “Ey mü’minler! Beni dinleyin ve bana uyun.” dedi. Bunun üzerine arka saflardan biri itiraz etti ve: “Ey Ömer! Biz Allah’a (c.c.) itaat ederiz ama Ömer’in sözünü dinlemeyiz!” dedi. Hz. Ömer(r.a.) ona bunun nedenini sorunca adam sebebi şöyle izah etti: “Sen hepimize ganimet taksiminde bulundun. Bizlerden hiçbirine elbise diktirecek kadar bir kumaş düşmedi, herkese yarım cübbe çıktı. Ama ben görüyorum ki senin üzerinde tam cübbe var. Sendeki bu tam cübbe nereden geliyor? Ben böyle bir insanın sözünü dinlemem.” dedi. Hz. Ömer(r.a.), cemaat arasında bulunan oğlu Abdullah’a(r.a.) işaret etti. Hz. Abdullah(r.a.) kalkıp “Vallahi yarım cübbe bana, yarım cübbe babam Ömer’e gelince ben ‘Babacığım bunu birleştirelim de bari sen tam bir cübbe giy!’ dedim. Babamın ondan sonra tam bir cübbesi oldu.” diye durumu izah etti. Bu izahtan sonra itiraz eden sahâbi tekrar ayağa kalktı ve “Şimdi konuş, ey Mü’minlerin Emiri! Şimdi dinliyor ve sana itaat ediyorum.” dedi. (Müslim b. Kuteybe ed-Dineveri, Uyunu’l-ahbar, 1/118; Ebû’l-ferec İbnü’l-cevzi, Sıfetü’s-saffe, 1/203-204) Başta Ömer(r.a.) diye hitap eden sahâbi, olayı anlayınca “Ey Emirel Mü’minin!”diye hit